Bu kitap felsefenin sonu👇

Tanrı nasıl bir varlıktır?Ölüm anı nasıldır?ilk - cennet ve cehennemin felsefi ispatı? ilk. -Tanrı kimdir? Felsefi ispat ilk.- Abedi hayatta tanrı ile karşılaşma anı. felsefi olarak ilk?-Zaman tek kelimeyle nedir?ilk-  Ateizm ve deizim felsefi ispat ile nasıl aşılır? ilk.- Peygamber gerekliliği? Felsefi ispat.ilk- özgür irade teorisi?ilk- hz. isa(a.s) neden evlenmemiş?felsefi ispat ilk. Değer teorisinde son nokta.- Gizem değerinde son nokta. kullanım değerinde son nokta. Töz ve hücre- varlık nedir son nokta.- evrim teorisi, bin beng teorisi gibi saçma teorilerin tamamı çürütüldü!ilk. Son kitap kur'an'ın  felsefi teyidi!ilk. -Büyük mehdi yok! felsefi çözüm ilk. hz isa(a.s) geri gelmiyor! ilk. Tabiatın cevher özleri heyecan uyandıracak!- zorunluluk, değişim, ayrım gibi kavramlarda son nokta.-Yoktan var etme konusuna kesin çözüm? ilk . -felsefi kiyamet alametleri? -deccali varolma (deccali sistem)?-kainat büyürmü?-panteizmin net reddi? materyalizmin, idealizmin net reddi? görünen şeyler gerçekmi zihinselmi?uzam?-yok olmak ve var olmak? -ölünün var olma malzemesi?- Tanrı ne zaman var oldu?- sonsuzluk ve sonluluk?- geçici emirler, ebedi emirler? din ve bilim?- madde ve ruh?- insan nedir? -ilk insan çifti? aklın ona yüklenen yükten kurtulması?-devlet ve şeriat?-dünyanın biri?-öncelik ve sonralık?oluşum?-gerçeklik?-başkası kimdir?- o olmayan o?-var olma döngüsü?-görevli birler?-denge?-kural koymak?-bir olanı zihnimizde bulmak?-simetrik sapkınlık?tevhid dininin simetriği?-deney ötesi?-dünya malı?-insan dünya malı mıdır?-gizem?-ebedi hayatın gizemi?-insanın zihnindeki gizem değeri?...

 

     BU KİTP NE YAPIYOR?

  

   Kant`ın fenomen ile numeninin ne olduğunu ortaya serer. Bu çok önemli bir ilerlemedir, hatta felsefenin sona ermesininin çok önemli bir işaretidir. Elbette görünen ile görünmeyen vardır. Ama kant'ı okumakla bunların ne olduğu öğrenilmez, çünkü Kant bu aşamaya varmış değildir. Veya Kant`ın bahsettiği deneyin ötesinin deneyimlenmesi. Kant bunu başaramadığını açıkça itiraf eder. Şimdi bu kitap deneyin ötesine zihinsel olarak geçmenin nasıl mümkün olduğunu gösteriyor.
    Hegel'in tininin ne olduğunu söylüyor. Tin bir kurgudur, dolayısıyla sıfatının ne olduğunu Hegel bilmez ve onu okumakla bunu öğrenemezsiniz. Ya da Descartes'in cogitosunun veya Marx'ın özdeğinin ya da Aristoteles'in tözünün veya platon formlarının ne olduklarını söylüyor. Bütün bunlar kurgu teorilerinden ibaretttir, ne onlar ne de onları okuyanlar, bu kurguların sıfatlarını, yani somut kanıtlarını öğrenmiş değiller. Aslında bu teorilerle her biri özgür iradeye atıfta bulunuyor ama özgür iradenin sıfatını henüz kimse bulmuş değil. İşte bu kitap Hegel'in tin ile, Marx'ın özdek ile, Descrtes'in cogito ile, yunanlıların töz ile, Kant' kendinde varlık veya maxim ile demek istedikleri şeyi, atıfta bulundukları şeyi, özgür irade teorisinin ne olduğunu ortaya çıkardı. Bu kesinlikle felsefenin sonudur.
     Sofistike felsefeleri okumakla varlığın, boyutlarının, yani diyelim zaman, hareket, değişim, ayrım, zorunluluk gibi boyutların ne olduğu öğrenilmez. Bu zamanın insanı zaman, zorunluluk gibi olguları bilmesi gerekli artık. Daha ötesi ebedi hayatı akli olarak keşfetmesi gerek, ölüm, ölüm anı, cennet cehennem gibi varlıkların varlığına akli olarak ulaşması gerek. Bu zamanın en bilgin insanına sorun zaman nedir diye, önce bir iç çeker, sonra gök yüzüne bakar, çünkü zihinsel olarak zaman'ın ne olduğunu aşmış değildir. Ama şimdi bu kitap zamanın tek kelime olduğunu orataya çıkardı. 
    Tanrıyı hep şeyler arasında aradı eski filozoflar,kesinlikle değil, tanrının varlığını somut delillerle ortaya çıkardı bu kitap. Ve hatta tanrınn kim olduğunu söylüyor. yanİ, FELSEFE, TANRI ALLAH(C.C) TIR diyor. Buna inanmaya bilirsiniz veya alaya alınabilir. Biz insanlara aptal demek haksızlık olur, çünkü tanrı bizi üstün varlık olarak yarattı, ama insan, bilmediği şeylerin aptalıdır. Dolayısıyla aptallar gibi yargılamadan önce alıp okuyun ve büyük bir bilgiye sahip olun.
    Bu kitaptaki eski felsefelerin sonunu getiren özgür irade teorisi insan zihnine çok uygundur ve bizi zihinsel olarak başka bir boyuta taşıyacak. Bu zamanın felsefesi bu felsefedir, bunu alıp okuyun ki çağı ve geleceği yakalayın, sofistike felsefelerin sonunu getiren bu son felsefe bilgisinin cahili olmayın.
    Said nursi, idealizim ve materyalizmin ahir zamanda tüm dünyayı etkisi altına alacağını söylüyor ama bu yıllarada gelecek bir zatın, idealizm ve materyalizmin sonunu getireceğini söylüyor. Said nursinin kerametiyle bahsettiği felsefi bilginin bu olduğunu düşünüyorum.
    Yayın eveleri bu kitaba pek ilgi göstermediler. Nitekim bu kitabın ne olduğunu insanlara anlatmak onu yazmaktan daha zor oluyor. insan genellikle alışkın olduğu şeşyleri sever. Her belli bir saatte evde televizyon izleyen birinin bu saatlerde başka bir şey yapmak istememesi gibi. insan sofistike felsefelere alıştığı için bu yeni sistem felsefeyi anlamakta güçlük çeker. Hiç matemetik bilmeyen birine harfleri gösterin ona saçma gelmesi gibi. Bu felsefi sistem farklılaşma-varlık temeli üzerine dayalıdır ve sıfatlandırma bir felsefedir, yani kurguya kaçmıyor sadece diyalektikte kalır ve somut delillerle ilerler. Böyle olunca felsefede hep farklılaşma,farklılaşma ve bundan türeyen kelimler felsefi sistemi kuruyor. Nihayetinde bugün bilmeyene saçma gelen matematik kendini nasıl kanıtladıysa, farklılaşma-varlık felsefi sistemi de kendini kanıtlayacaktır.

     Not: ikinci ve üçüncü kitaplar için bizi takip edin.

 

.

 

                        TANITIM BÜLTENİ

 

       E.3 –   Bir şey farklılaşma olmadan var olamayacağına göre her Varolma bir farklılaşma ve her farklılaşma da bir Varolma’dır. O zaman her Varolma bir farklılaşmaysa ve her farklılaşma da bir Varolma’ysa ve her farklılaşma yeni bir boyut ve yeni bir aşamaysa, bir Varolma’nın olduğu şey ile bir farklılaşmanın olduğu şey nedir?

     Ölüm, deccal, ruh. –   Birinci durumda, her Varolma bir farklılaşmaysa diyelim ki insan nedir? Bu insan bir Varolma olduğuna göre o bir farklılaşmadır ve bu insan diğer insanlardan bir farklılaşma ve bununla veya bu farkıyla var olmadır, yani bu farkıyla ancak vardır. Şimdi, her Varolma bir farklılaşmaysa, o zaman,  ölüm ve deccal nedir? Bu hem ölüm hem de deccal için vardır denildiği durumlar için geçerlidir, nitekim hem ölüm için, hem de deccal için vardır denilir. Ama buradaki sorun nedir? Yani, ölüm ve deccal üzerine hangi manada var olup olmadığı sorulur. Buradaki ölüm ile ilgili sorun ölümün son olup olmadığı ve deccal ile ilgili sorun da deccalın tek olup olmadığı sorunudur, ölümden son mudur değimlidir diye bahsedilirken deccaldan da tekmiş gibi bahsediliyor. Ölümün son olup olmadığına ve deccalın tek olup olmadığına bakacağız.  Şimdi ölümün son olup olmadığı ve deccalın tek olup olmadığıyla ilgili, hem ölüm hem deccal birer Varolma’lar olarak onlara vardır deniliyorsa, var olmakla birer farklılaşma olurlar, çünkü her Varolma bir farklılaşmadır. Yani ölüm var mıdır denildiği zaman, evet ölüm vardır denilir, yani ölüm bir varolma’dır. Şimdi bununla, o zaman, ölüm bir varolma olduğuna göre, o bir farklılaşmadır. Buradaki sorun neydi? Ölümün bir son olup olmadığıydı. Ölüm bir farklılaşma olduğuna göre son değil, çünkü varlığın farklılaşma olma yanı harekettir veya devamlılıktır ve hareketin veya devamlılığın içerisinde yaşam vardır. Demek ki ölüm bir son değil; çünkü ölüm var olduğu için bir varolmadır ve her varolma da bir farklılaşmadır ama her farklılaşma da bir hareket veya devamlılık olduğu için yaşamdır. Ve deccal da bir farklaşma olarak tek değil, çünkü varlığın farklılaşma yanı tekliği kabul etmez, diğer varlıkların benzeri olma zorunluluğunu taşır. Böylece hiçbir farklılaşma tek olmadığına göre, hiçbir farklılaşma varlık farklılaşma olarak tek değil, o zaman bu deccal da diğer deccallardan bir farklılaşmadır, bu da başka deccallar var demektir. Öyleyse deccal tek değil, aynen bir insanın diğer insandan bir farklılaşma olduğu gibi ve tek olmadığı gibi, çünkü bu varolmada tek çelişkidir. Sadece Tanrı birdir, onun dışındaki bütün var olmalar ancak birer farklılaşma olarak var olabilirler.

       İkinci durumda ise, her farklılaşma bir var olmaysa, ama yeni bir var olmaysa, çünkü her farklılaşma önceki farklılaşma değil, sonraki farklılaşma olarak yeni bir farklılaşmaydı ve yeni bir Varolma veya yeni bir boyut olurdu. Birinci durumda var olmakla birer farklılaşma olan ölüm ve deccal burada farklılaşma olarak birer Varolma olurlar. Şimdi, birinci durumda ölüm öncelikle var olduğu için, ölüm bir farklılaşma oldu ve şimdi ikinci durumda ölüm bir farklılaşma olduğuna göre, bu farklılaşma da bir Varolma’dır, çünkü her farklılaşma bir Varolma olur ama yeni bir farklılaşma olarak yeni bir Varolma’dır; çünkü sonraki farklılaşma öncekiyle aynı değil, yani varlık değişim içerir her sonraki farklılaşma değişerek yeni boyutuyla varolma olur ve o zaman, ölüm de bir farklılaşma olduğuna göre yeni bir farklılaşma olarak yok olma değil, yeni bir Varolma ama değişim içerdiği için ve bununla yeni bir boyuta geçeceği için, yeniden var olmadır. Varlığın farklılaşma olma yanı devamlılığı gösterir, ölüm de bir farklılaşma olduğuna göre devamlılık içerir veya devamlılığa sahip yanı vardır. Bu yeniden var olma da o zaman bu hayattaki gibi değil, yeni bir boyutta var olmadır içerdiği değişime bağlı olarak. Sonra deccal eğer bir varolma olursa, o ancak bir farklılaşma olarak vardı, yine diğer deccallardan bir farklılaşma olarak veya yeni bir Varolma, yani yeni bir deccal olarak veya her deccal yeni bir deccaldır, öncekilerden farklılaşmadır.  O zaman son deccal yeni bir deccalsa, bundan önce eski deccallar var demektir, bunlar da farklılaşmalar olacaklarına göre, hilekârlar, despotlar demektir. Aynen bir araba farklılaşma olarak vardır denildiği zaman, bu arabanın diğer arabalardan bir farklılaşma olması gibi. Yani yağmur yağdıran vb. özelliklere sahip bir deccal tanımı bu varolma’da imkânsızdır, eğer açık ayetler yoksa. Ama hilekâr, insanları kandıran, dinden çıkartan dini olarak tanımlı deccal uygundur, çünkü bu durumda başkasından bir faklılaşma olur.

      Sonra ruh ile ilgili sorunsa, var olup olmadığı veya varsa nerede olduğuyla ilgilidir. İnsan bedenleri birbirlerinden farklılaşmıştır. İnsan bedenlerinden bağımsız bir şekilde veya beden farklılıklarının dışında onlardan ayrı, yani bedenin içerisinde ama içerisinde olduğu bedende bu beden farkından bağımsız bir farklılaşma varsa, orada bir Varolma vardır; ama bu Varolma, beden farklılıklarından ayrı bir fark olduğuna göre beden farkı değil, ruhtur. Diyelim esmer insanların tamamı aynı davranışları sergilemez, bu da onların beden farklılıklarının dışında başka farklılaşmalara da sahip olduklarını gösterir. İşte ruh, insanların beden farklıklarının dışında yaptıkları bu farklılaşmalardadır.  Bu durumda insan ruhu da bir Varolma olduktan sonra birinin ruhu da diğerlerinin ruhundan bir farklılaşmadır, dolayısıyla bedenleri nasıl birbirlerinden farklıysa, ruhları da farklıdır, çünkü onlar da birer farklılaşma olarak var olmalardır. Yani, insan beden farklılıklarından bağımsız olarak farklılaşabiliyorsa, bu fark, madde farkı olmadığına göre, madde olmayanın farkı, yani ruhun farkı olur.    https://www.kitapyurdu.com/yazar/rafid-berxweda/261951.html